Son yıllarda tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de giderek artan ve yaygınlaşan antibiyotik direnci, tedavisi zor hatta imkansız enfeksiyonlara neden olmakta ve Halk Sağlığını tehdit eden boyutlara ulaşmaktadır. Antibiyotik direncine dikkat çekmek amacıyla Avrupa Parlamentosu 2008 yılında, 18 Kasım tarihini “Avrupa Antibiyotik Farkındalık Günü” olarak ilan etmiştir. Avrupa ile eş zamanlı olarak Türkiye Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanlık Derneği (EKMUD) ve Sağlık Bakanlığı Ankara'da düzenlenen basın toplantısı ile ülkemizde antimikrobiyal dirence dikkat çekilmiş ve 18 Kasım ülkemizde de “Antibiyotik Farkındalık Günü” olarak çeşitli etkinliklerle duyurulmaktadır. “Avrupa Antibiyotik Farkındalık Günü”ne denk gelen hafta aynı zamanda Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından “Dünya Antibiyotik Farkındalık Haftası” olarak kabul edilmiş ve tüm dünyada küresel bir sorun olan antibiyotik direncine kamuoyunun farkındalığının arttırılması amaçlanmıştır. Antibiyotiklerin gereksiz kullanımının engellenmesini hedefleyen bu aktivitelerle doğru antibiyotik kullanımının önemi ve doğru olmayan antibiyotik kullanımının doğuracağı sonuçlar konusuna dikkat çekilmektedir.
Antibiyotikler, keşfedildiklerinden beri, enfeksiyon hastalıklarında modern tıbbın yapı taşı olarak görev yapmıştır. Ancak, zamanla antibiyotiklerin insan sağlığında bilinçsiz ve aşırı kullanımı, hijyen yetersizliği, aşılama ve enfeksiyon kontrol önlemlerinin yetersiz uygulanması gibi nedenler antibiyotik direncinin ortaya çıkmasını ve yayılmasını artırmıştır.
Antibiyotiklerin gelecek nesillerde etkinliğinin sürdürülebilmesi için tek çare akılcı kullanımıdır. Bunun sağlanabilmesi için öncelikle kanıta dayalı tanı yöntemleri kullanılarak enfeksiyonların tanısının doğru konulması gereklidir.
Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de yanlış ve gereksiz antibiyotik kullanımı halk sağlığını etkileyen ciddi bir sorundur. Akılcı olmayan antibiyotik kullanımı hastaların tedaviye uyuncunun azalmasına, ilaç etkileşimlerine, antibiyotiklere karşı direnç gelişmesine, hastalıkların tekrarlamasına ya da uzamasına, advers olay görülme sıklığının artmasına, tedavi maliyetlerinin artmasına neden olur. Antibiyotik direnci tüm dünyayı ve sadece bu günü değil geleceği de ilgilendiren, çok önemli bir sağlık sorunudur. Dirençli bakterilerin yol açtığı enfeksiyonlar, hastalık ve ölüm oranlarının artmasına ve hastanedeki yatış sürelerinin uzamasına neden olmaktadır. Antibiyotikler sadece hekimin reçete ettiği durumlarda, eczacının danışmanlığında uygun miktar ve sürede kullanılmalıdır. Hekim reçete etmedikçe kendi kendine ya da yakınlarımızın önerisiyle antibiyotik kullanılmamalıdır. Antibiyotikler ağrı kesici, ateş düşürücü değildir ve her hastalığı tedavi edemez. Nezle ya da grip gibi virüslerle oluşan enfeksiyonlarda antibiyotiklerin tedavide yerinin olmadığı ve gereksiz antibiyotik kullanımıyla istenmeyen yan etkilerin görülebileceği unutulmamalıdır.
Antibiyotikler;
Ateş Düşürmez
Ağrı Dindirmez
Virüslere Bağlı Enfeksiyonları Tedavi Edemez
Yaygın ve Yanlış Kullanıldığında Hızla Direnç Gelişir.
Antibiyotik Farkındalık Günü’nün (18 Kasım) Farkında Olun
Sevgili Vatandaşlarımız; Hekiminize Danışmadan Asla Antibiyotik Kullanmayınız.
Direnç Geliştiğinde Antibiyotikler Esas Etki Beklediğimiz Bakterilerin Neden Olduğu Enfeksiyonların Tedavisinde de Etkisiz Hale Gelir.