Organ bağışı konusunda son yıllarda Türkiye’de oldukça büyük atılımlar görülmüşse de, 2020 itibariyle yaklaşık olarak 27 bin hasta organ bağışı için sıra beklemeye devam etmektedir. Bu sayının büyük bir çoğunluğunu böbrek nakli bekleyen hastalar oluşturmaktadır.
Hastaların organlarının, fonksiyonlarını layıkıyla yerine getirememesinden ötürü kişilerin yaşam kalitesini düşüp, sağlıkları derinden etkilenmektedir.
Medikal tedavi yöntemlerine rağmen yeterli ve uygun fonksiyon gösteremeyen organın bertaraf edilerek aynı organın donörden alıcıya nakledilmesiyle organ nakli sağlanmış olur. Organ nakli ile kişinin hayat kalitesinin yükseltilmesi amaçlanır. Özellikle kronik organ yetmezliği gibi hayati konulardan muzdarip bireyler için oldukça mühimdir.
Organ nakli, 18 yaşından büyük bireylerin gönüllülük esasına dayalı olarak yürütülen hayat kurtarmaya dayalı bir girişimidir. Ayrıca kişinin hayattayken organlarını bağışlamasının yanında, ölümünün ardından ailesi de organlarını bağışlayıp, başka insanların hayatlarına dokunabilir.
Son dönemlerde gelişme gösterse de, bağış rakamları hala yetersizdir. Kişilerin henüz hayattayken, ölümünün ardından organlarının bağışlanması için girişimde bulunması son derece hayatidir. Çünkü kalp, kornea gibi doku ve organların nakli, canlı kişilerden alınamaz. Ve bu organlara ihtiyacı olan kişiler, ölümünün ardından organlarını bağışlayan kişilerin organlarının, onlarla uyum göstermesi umuduyla beklerler.
Günümüzde ne yazık ki organ bağışına istekli insan sayısından çok daha fazla, organ nakline ihtiyaç duyan insan bulunmaktadır. Organ nakli bekleyen hastaların artış göstermesinin sebepleri arasında genellikle genetik faktörler, kronik hastalıklar ve yanlış yaşam alışkanlıkları büyük rol oynamaktadır.
Organ Bağışı Nedir?
Organ bağışı, 18 yaşından büyük bireylerin bilinçli bir şekilde ve özgür iradesiyle, organlarının bir veya birkaçını başka hastaların tedavisinde kullanılması adına bağışlanmasına denmektedir. Akli dengesi yerinde olup, 18 yaşını aşmış her birey organ bağışı yapmak amacıyla müracaatta bulunabilir.
Organ bağışı, medikal tedavi yöntemlerine rağmen fonksiyonlarını yerine getiremeyen bir organın bertaraf edilerek, aynı organın transplantasyon yöntemiyle donörden alıcıya nakledilmesine denilmektedir.
Tamamen gönüllülük esasına dayalı olarak bağış yapılır. Günümüzde bağışın yüzde 80’i canlı bireylerden, kalan yüzde 20’si ise kadavra vericilerden elde edilir.
Kimler Organ Bağışı Yapabilir?
18 yaşının üzerinde ve akli dengesi yerinde olan herkes organ bağışçısı adayı olabilir. Bağışçı olmak istediğinizi beyanınızı sunduğunuz nakil ekibine sürecin başında sağlık durumunuzla ilgili detaylı bilgiler vermeniz halinde bu bilgiler ve gerekiyorsa yapılacak bazı testler ışığında iyi bir aday olup olmadığınız belirlenecektir.
Ölüm sonrası organlarınızı bağışlamak istediğinize dair vasiyette bulunduysanız, ilk olarak hangi organların tıbbi olarak bağışlanabileceğini belirlemek için bir değerlendirme yapılacaktır.
Bağış yapmış kişinin organlarının alınabilmesi için tıbbi olarak ölü sayılması gerekmektedir. Bu da beyin ölümünün gerçekleşmesi demektir. Bitkisel hayatta, makinalara bağlı yaşamını devam ettiren bireylerden organ alımı yapılamamaktadır. Beyin ölümü kararı değerlendirme ekibi tarafından verilir.
Organ bağışında bulunmuş olsa bile her ölümden sonra organ nakli mümkün kılınamamaktadır. Ölümün gerçekleşmesi sonrasında hangi organların nakle uygun olup olmadığına tıbbi profesyoneller karar vermektedir.
Hangi Organ ve Dokular Bağışlanabilir?
Ülkemizde canlı ve kadavradan organ bağışı olmak üzere 2 şekilde gerçekleşmektedir. Hayatta olan kişiden yalnızca böbrek ve karaciğer nakli yapılabilmektedir. Kadavradan ise kalp, karaciğer, böbrek, pankreas, akciğer, ince bağırsak gibi organlar ve kalp kapağı, kemik, tendon, yüz, el, kol, bacak, uterus gibi organların nakilleri yapılabilmektedir.
Organ Bağışı Nasıl Yapılır?
Canlı bir bağışçı olmak için karar verirken, olası fayda ve risklerin farkında olmanız çok önemlidir. Karara varmadan evvel olabildiğince fazla bilgi edinmelisiniz. Nakil merkezi size organ bağış sürecini, olası riskleri detaylı olarak açıklamakla mükelleftir.
Ameliyatı tam olarak anlamanız ve organ bağışçısı olmanın gelecekteki sağlığınızı nasıl etkileyebileceğinin farkında olmanız önem bir noktadır. Bağışa karar verip, kararınızı değiştirmek isterseniz, bunu istediğiniz noktada gerçekleştirebilirsiniz.
Ölüm sonrası organ bağışı başvurusunda bulunmak için çok kısa bir süre ayırmanız yeterlidir. Kişi bütün olası durumları göz önünde bulundurarak, özgür iradesiyle karar verdikten sonra, il sağlık müdürlükleri, devlet hastaneleri, üniversite hastaneleri, özel hastaneler ve semt poliklinikleri de dahil olmak üzere organ nakli yapan tüm kuruluşların organ nakil koordinatörlüğüne başvuruda bulunabilir.
Organ bağışı yapabilmek için, 2 tanık huzurunda formun doldurulması gereklidir. Bu formda bağışlayabileceği organ ve dokuların listesi yer almaktadır. Bunlardan bazılarını ya da hepsini kendi isteğiniz dahilinde seçebilirsiniz. Birey hayattayken bağış yapmak istediğini beyan ettiği için kendisine bunu belirten bir organ bağış kartı verilir. Bu veriler aynı zamanda sağlık bakanlığının sistemine kaydedilip, korunmaktadır.
Kişinin ölümünün ardından beyanı bulunuyorsa gerekli protokoller uygulanır. Tabii kişi istese ve organ bağış kartına sahip olsa bile, ölüm durumunda aileden bağış için onay almak gerekmektedir. Bu yüzden organ bağışı yapan kişilerin bu meseleyi aileleriyle de paylaşması önem arz etmektedir. Eğer kişi organ bağışı fikrinden vazgeçtiyse, Türkiye Organ Bağış Bilgi Sistemi’nden kaydını sildirmesi yeterlidir.
Organ Bağışından Yararlanacak Kişi Nasıl Seçilmektedir?
Bu seçim kararını, Ulusal Organ Nakli Koordinasyon Merkezi vermektedir. Ulusal bekleme listesinde yer alan kişilerin doku uyum oranı, kan grubu, bekleme listesindeki sırası ve aciliyet puanına göre karar şekillenmektedir.
Irk, din, cinsiyet, zenginlik-fakirlik ayrımına göre seçim kriterleri asla belirlenemez. Donörlerin kimlikleri ailelerinin izni olmadan ifşa edilememektedir. Ayrıca istenildiği takdirde bütün süreç gizlilik çerçevesinde gerçekleşebilmektedir.
Organ bağışındaki yetersiz sayılar, hem ülkemiz de hem de dünyada oldukça büyük bir sorundur. Ülkemizde ölümden sonra organ bağışı kavramı çok yaygın değildir, bu yüzden kadavra bağış nakli sayıları oldukça az seyretmekte ve bağışın büyük bir bölümünü canlıdan canlıya nakiller oluşturmaktadır.
Organ bağışı oranlarının artması için herkese çok mühim görevler düşmektedir. İnsanların hayattayken sevdikleri insanlarla organlarını paylaşması yanında, ölümlerinin ardından da organlarının başka insanlarda can bulması için girişimde olması bazıları için hayati önem arz etmektedir.
Kişi hayatını kaybetmesine rağmen, böbrek, karaciğer, akciğer, kalp, bağırsak, pankreas, kornea gibi doku ve organları başka bedenlerde yaşatabilir ve birçok insana sağlıklı bir hayat hediye edebilir. Bağışlanan organlar, bazı insanların hayata tutunmasına vesile olabilir.